23 Nisan 2010 Cuma

Bu Dünyayı Yakarız Senin İçin Şampiyonluk Gelince


18 Nisan 2010 bu şekilde başladı diyebiliriz benim için. Maç için Kadıköy yolculuğu ve devamında Marmaris Büfe ve Nazlı. Binlerce kardeşin arasına düşmüş gibi hissediyor insan kendini. Maç havasına girmek için, bir tane bira kapıp kendini tezahüratlara bırakmak yeterli diyebiliriz herhalde.


5 gibi falan girdik stada ve her maç öncesi olduğu gibi yine totemimi yaptım:) Deliler gibi bağırdık, tabi o ortama girdikten sonra insan mutlaka bir şekilde katkıda bulunmak istiyor. Neticede daha maçın başında golü bulduk ve stadyum hoparlörlerinden "Daha 1. dakikaaaa" şeklinde bir anons yükseldi:)


Maç beklediğim gibi gitmedi belki, hakem hataları bir yandan, Fenerbahçe'nin mücadeleci oyununa hücum adına birşeyler katamaması biraz hayal kırıklığı oldu ama neticede kazanmayı bildi. Maç bitimi her zamanki gibi konfeti yağmuruylaydı. Öyle birşey ki bu, eğer maçı kazanmışsanız, maç sonunda orada olmak bütün dertlerinizi unutturmaya yetiyor diyebiliriz.


Benim için önemli olan diğer şey ise Saraçoğlu'na gidip diğer gittiğim 3 maçta olduğu gibi yine kazanmamız. İzmir'de gittiğim kupa finallerinde Beşiktaş'a 2 kez yenilmiştik ama bu kez şeytanın bacağını kırdık, o nedenle ayrı bir mutluyum. Bakalım son hafta maçımız Trabzon ile ve Niyazi ile sözleştik, o maçta yine stadda olucaz diye. Hayırlısı artık, kader kısmet bu işler diyip geçiyor ve şampiyonluk maçında burda olmayı ümit ediyorum.Maçın en güzel anı için buyrun burdan yakın.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder