30 Mayıs 2010 Pazar

#2

Bu başlık bulma olayı ne fena iş. Ortaokulda lisede falan kompozisyon yazdırdıklarında başlıkları hep "arkadaşlar yavaş yavaş toparlayalım artık" anonsu yapılırken bulduğum için, oldum olası başlık atmayı sevmem. AHA! Evet ya, bundan sonra, bir günümüz yazılı basın trendi olan, gerekli gereksiz kalın karakter kullanma eğilimi içine giriyorum. Yerseniz.

Klavyenin tuşlarına basarken kafamda değinmek istediğim 2-3 konu vardı ancak şu an öyle bir rahat batıyor ki anlatamam, acayip üşendim. Onun yerine şu an kafamdan ne geçerse onu yazıcam buraya. Üşenmezsem 2-3 fotoğraf koyarım, eye-candy niyetine.


Photobucket


Düşünüyorum da, ütü yapmayı bilsem ne güzel olurdu. Evet, bilmiyorum. Ütü yapmayı bilsem, gerçekten de kendi kendine yaşayabilen bir adam olurdum. Yani elbette kimse kendi kendine yaşayamaz ama, kendi kendine yeten diyelim... Yok, o da saçma oldu. Her neyse işte, ütü bilsem iyi olurdu. Sadece ütü biliyor diye de evlenilmez ki biriyle. Aklıma gelmişken, askerden geldim diye herkeste inceden bir "eh, artık evlenirsin de sen" mesajı alıyorum, yapmayın.

Evet, ben kendimle barışık, eksikliklerimden utanmayan birisiyimdir bu arada. İtiraf #2, askerden geldim ama hala göbekliyim. Olabilir. Hala salak değilim en azından, bazı şeyleri daha net görüyorum. Yok yok, sosyal mesaj değil bu, genel. Kimse üstüne alınmasın ha. Alınması gerekenler olursa isim veririm, acımam.

Bu arada size de oluyor mu bilmiyorum, Facebook'ta birine denk geliyorum mesela, 42 ortak arkadaş gözüküyor. Hadi 42 demeyelim de, 29. Ama siz bu kişiyi tanımıyorsunuz. Hiç denk gelmemişsiniz, o 29 kişilik arkadaş havuzundan rastgele 4-5 kişi denk geldiğinde bile hiç o kişiyle karşılaşmamışsınız, hatta birbirinizden ateş dahi istememişsiniz. Çok ilginç geliyor bana. Bence öyle kişiler varsa bildiğiniz, hemen o kişilerle arkadaş olun. Zararlı çıkacağınızı düşünmüyorum. Ha ben olmam, neden derseniz, bir nedeni yok. Öyle... :)
[Böyle ruh hastası profili çizersem, belki başarılı olurum, Sid Vicious, Courtney Love hesaaabı, çaktın mı?]

Şu anda Müslüm Gürses'ten Gökyüzünde Yalnız Gezen Yıldızlar'ı dinliyorum. Ciddi ciddi rakı içesim olduğunu anladım. İyi bir masada, peynir olacak, haydari olacak, ne bileyim, herşey olacak. Kuş sütü istemez.




Scarlett Johannson ile veda ederken, aslında şu an Blogger'a küfür etmekteyim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder